A R P A C I
Danışmanlık ve Hukuk Bürosu
İş Yerinde Psikolojik Tacize Son
31.03.2017 Yazar:
İş yaşamının koşullarının günden günde daha da acımasızlaştığını, bu acımasızlığa karşı iş hukuku yasal mevzuatının da tamamı ile olamasa da acımasız işverenler karşısında işçiyi koruyucu hükümlerle donatılma çabasının devam ettiğini, işçinin hakları karşısında tıkanan ve tükenen işverenlerin, işçilerin mağduriyetlerini maddi yanında manevi olarak da artırma girişimine yöneldiklerini görüyor ve biliyoruz.
Bu bağlamda da işçinin, bugün iş yaşamında karşılaşmış olduğu psikolojik tacize değinmenin, tanımı ve kapsamı ile birlikte işçi açısından hukuki neticelerinden de bahsetmenin zaruri olduğunu düşünüyoruz.
Bugün bir işçiyseniz ve iş yerinde bizzat işvereniniz yahut iş arkadaşınız, yöneticiniz, amiriniz, müdürünüz tarafından tacizin ve şiddetin psikolojik olanına maruz kalıyorsanız: Mobbing!
Nedir Bu Mobbing?
İlk iş ilişkisinin kurulduğu günden itibaren işçiye yönelik psikolojik tacizin var olduğunu iddia etmek, pek fazla ileri gitmek değildir. Ancak son yıllarda, damdan düşer gibi, hayatımıza, hukukumuza düştüğünü de kabul etmek gerekir.
Nitekim insanoğlunun var olduğu her durum ve sektörde, onunla birlikte ilişki içerisinde olan diğer insanların psikolojilerinin olumlu ya da olumsuz etkilendiği bilimsel bir gerçektir. Olumlu psikolojik yanları bir yana… Olumsuz psikolojik etkileri bugün iş hayatında koskocaman bir yara...
En basitiyle mobbing; mevcut gücün ya da pozisyonun kötüye kullanılmak suretiyle, sistematik ve planlı bir biçimde işçi üzerinde uygulanan psikolojik şiddet, baskı, yıldırma, sindirme, korkutma, aşağılama, taciz, tehdit ve buna benzer yollarla tecelli eden saldırı olarak tanımlanmakta.
Mobbingi belli başlı eylemlerle sınırlandırmak, bu eylemlerin bir listesini verebilmek mümkün değildir; zira bir işçinin psikolojik olarak rahatsızlık duymasına, iç dünyasında huzursuzluk yaşamasına, incinmesine, duygusal olarak yıpranmasına yol açacak her eylem kişilik haklarına saldırı anlamına gelmektedir. Hukuk düzeni tarafından da ihlallere karşı kişilik haklarınız korunmaktadır.
Neler Mobbing kapsamına girer?
İşyerinizde, amirinizin sizi sürekli azarlaması, başkaları önünde küçük düşürmesi, aşağılaması kuşkusuz ki kişilik haklarınızın ihlalidir; İş Hukuku bağlamında da küçümsenecek bir durum değildir. Maruz kalmış olduğunuz amirinizin size karşı olan eylemlerini kanıtlayabildiğiniz takdirde, Yüksek Yargı kararlarına göre, bu derhal haklı nedenle fesih sebebidir; kıdem tazminatına ve muaccel olmuş tüm alacaklarınıza da kavuşabileceğiniz anlamına gelmektedir.[1]
Bugün işverenlerin, işçileri işçilik alacaklarından mahrum etmek amacı ile sık uyguladığı politikaların başını işçiyi istifaya zorlamak çekmektedir. Sistematik ve kurgulanmış şekilde işçiyi istifaya davet etmek, çalışma ortamındaki huzurunu bozmak, işçiye istifadan başka yol tanımamak yahut iş akdini sanki başka bir sebepten ötürü, keyfi olarak, işçi sonlandırıyormuşçasına bir izlenim vermek ne yazık ki yargı yoluna başvurulduğunda, iş hukuku bağlamında, psikolojik taciz olarak adlandırılmakta ve işçinin iş akdinin feshinin altındaki gerçek sebep araştırılmakta ve işçinin iş akdini feshetmesinin haklı olduğu sonucuna varılmaktadır.[2]
İşçilerin diğer sıklıkla karşı karşıya kaldığı durumlardan bir diğeri ise işveren tarafından emekliliğe zorlanması olmaktadır. Nitekim 56 yaşında kadın bir avukatın, yıldırmak, bezdirilmek amacı ile kötü niyetli olarak sürekli işyerinin değiştirilmesi, 14 yıldır sabit şekilde çalıştığı iş yerinin de 9 ay gibi bir sürede 30’a yakın şekilde iş yeri değişikliğine gidilmesi, karşısında işverenin bu eylemleri ile işçiyi emekli olmaya zorlayarak işyerinden ayrılmasının amaçlandığı tespit olunarak, işçi tarafından gerçekleştirilecek olası bir feshin haklılığı yanında işçinin uğradığı maddi ve manevi zararları da işverenden talep edebileceğine vurgu yapılmıştır.[3]
Görüldüğü üzere, her ne sebeple olursa olsun, işvereniniz yahut işveren vekili olan amiriniz, müdürünüz tarafından kötü muameleye maruz bırakılmanız, iş yükünüzün artırılması, iş tanımınızda olmayan görevlerin tarafınıza yükletilmesi, iş yeri ortamında pasifize edilmeniz, iş yerindeki süreçlerin dışında tutulmanız, görevinizi ifa etmenizin kötü niyetle zorlaştırılması, kişilik haklarınıza ihlallerde bulunulması gibi çeşitli durumlarda, işçi mutlak suretle korunmaktadır.
Kadın/erkek ayırımı yapmaksızın, her insanın, işyerinde de cinsel tacize maruz kalabileceği kabul edilmelidir. Kaldı ki, işçiye amiri tarafından cinsel ilişki teklif edilmesi, bu teklifin işçi tarafından kabul edilmemesi halinde performans notunun düşürülmesi karşısında işçinin bunalıma girmesi, işini göremez hale gelmesi ve neticeten iş akdini feshetmekten başka çaresi kalmaması halinde işçinin maruz kaldığı durumun mobbing olarak anıldığı ve işçinin iş akdini haklı sebeple feshettiği kabul edilmektedir.[4]
Zira işverenin Türk Borçlar Kanunu m. 417 kapsamında işçiyi gözetim borcu bulunmakla, işveren işçisini gerek diğer işçilere gerekse de işyerinde maruz kalabileceği maddi manevi her türlü tehlikeye karşı korumakla yükümlü hale gelmektedir. Bu yükümlülüklerin ihlali ile karşı karşıya kaldığınız her durumda, kesinlikle kayıtsız kalmamanızın ve başvurabileceğiniz hukuki yolların kapsını çalmanın vaktinin geldiği anlaşılmalıdır.
Mobbing mağdurunun hakları nelerdir?
Öncelikli olarak tespit edebildiğiniz kadarı ile işyerinde maruz kalmış olduğunuz ve bizzat tarafınızın hedef seçilerek uygulanan tacizin mobbing olduğunun sonucuna vardınız. İş akdinizin hali hazırda devam etmesi yahut sonlandırılmış olması gibi iki ihtimal mevcuttur.
İş akdiniz hali hazırda devam ediyor ve siz işvereniniz için iş görmeye devam ediyorsanız;
-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 24 ve 25. Maddeleri uyarınca kişilik haklarınızın saldırıya uğraması nedeni ile saldırıda bulunanlara karşı korunma talep edebilmeniz mümkündür.
-
Hâkime başvurarak, saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olan bir saldırı olsa dahi etkileri devam eden bir saldırının hukuka aykırılığının tespitini talep edilebilirsiniz.
-
Bunun yanında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 58 ve psikolojik taciz kavramı için özel olarak getirilen 417. maddesine dayanarak, maruz kalmış olduğunuz saldırı nedeni ile oluşan maddi ve manevi zararlarınızın tazminini sizi zarara uğratan, kişilik haklarınızı zedeleyen taraftan talep etmeniz mümkündür.
-
Diğer yandan, maruz kalmış olduğunuz eylemler Türk Ceza Hukuku bakımından suç teşkil eden eylemler de olabilmektedir. Nitekim hakaret, tehdit, cinsel taciz gibi eylemler 5271 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak düzenlenmiş olup, işbu eylemlerin failleri için hapis cezası gibi yaptırımlar da öngörülmüştür. Bu sebeple, kişilik haklarınıza saldıran kimse hakkında suç duyurunda bulunabilir ve hakkında soruşturma ve o soruşturma neticesinde hakkında kovuşturma yapılmasına, kovuşturma neticesinde, suçluluğu sabit olursa, hapis cezası ya da seçenek yaptırımlarla karşı karşıya kalmasına da neden olabilirsiniz.
-
Ve son tahlilde İş Hukuku bağlamında, iş akdinizi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/2 maddesi uyarınca, işvereninizin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışları sebebi ile derhal haklı nedenle feshedebilirsiniz. Böylece, şartlar oluşmuş ise, kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacakları haklarınıza da, işveren tarafından ödenmemesi halinde, işçilik alacakları davası açarak, yasal yollardan kavuşabileceksiniz demektir.
İş akdiniz sonlandırılmış ise;
-
Belirtmekte fayda vardır ki; yukarıda belirtilmiş olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanun uyarınca sona ermiş olan bir saldırı olsa dahi etkileri devam eden bir saldırının hukuka aykırılığının tespitini talep edebilirsiniz.
-
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uyarınca maddi ve manevi zararlarınızın tazminini talep etmeniz de hala mümkündür.
-
Keza yukarıda yapılmış açıklamalar ışığında, suç teşkil eden eylemlerin de tespiti halinde suç duyurusunda bulunarak, suç teşkil eden eylemlerin faillerin soruşturulmasına ve haklarında dava açılmasına, kovuşturma neticesinde de, suçluluğu sabit olursa hapis cezası ya da seçenek yaptırımlarla karşı karşıya kalmasına da neden olabilirsiniz.
-
İş akdiniz, işveren tarafından haksız şekilde feshedilmişse ve yukarıda adı anılan eylemlere ya da onlara benzer üzerinizde psikolojik anlamda taciz olarak adlandırılabilecek davranışlara maruz kalmanız söz konusu ise, iş akdinizin feshini izleyen 1 ay içerisinde işvereninize karşı işe iade davası açmanız mümkün olabilecektir. İşverenin iş akdinin feshinin haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespiti halinde işe iade edilmeniz, işe iade talebinizin işverence kabul edilmemesi halinde 8 aya kadar brüt ücretiniz tutarında tazminat almanız ve çalıştırılmadığınız süreler için de 4 aylık ücret ve diğer tüm haklarınızın ödetilmesine hak kazanmanız mümkündür.
-
İş akdiniz, sizin tarafınızdan feshedilmiş ancak, bu feshe işvereniniz tarafından zorlanmış iseniz, bu zorlanmanın altında yukarıda sayıldığı gibi ve ona benzer başka sebepler yatıyorsa; iş akdinizi feshetmenizin haklılığına dayanarak kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarınız için işverene karşı alacak davası açmanız mümkündür.
Netice olarak, psikolojik tacize maruz kalan işçinin işveren karşısında, hukuk nezdinde başvurabileceği yollar aydınlatma amacı ile sıralanmıştır.
Siz de, işyerindeki psikolojik taciz mağduru iseniz, yasal yollara başvurmadan evvel, öncelikli olarak konusunda uzman bir hukukçudan durumunuzla ilgili bilgi almanız tavsiye edilmektedir. Aksi takdirde, haklıyken haksız duruma düşmeniz ve kazanacağınız davayı kaybetmeniz gibi sonuçlarla karşılaşmanız olağandır.
Zira, hukukta sadece haklı olmak yetmez; olağan durumdaki haklılığınızı iyi ifade edebilmeniz ile bunun yanında duruma uygun delillerle de vakıanızı ispat etmeniz gerekmektedir.
[1] Y9HD, 30.05.2008, E.2007/9154, K.2008/13307
[2] Y9HD, 01.04.2011, E.2009/8046, K.2011/9717
[3] YHGK, 25.09.2013, E.2012/9-1925, K.2013/1407
[4] Y9HD, 04.11.2010, E.2008/37500, K.2010/31544